9 May 2014

It's raining again.





Yağmur şiddetini artırdıkça daha çok üşüdüğümü hissediyorum, her yağmur damlasıyla ayrı bir ürperti kaplıyor içimi. Islak bir bankta oturuyorum. Gözlerimi kapadım ve zihnimdeki çok sevdiğim dünyama döndüm. 

Tek başımayken hep bunu yaparım yalnızlığı bu yüzden seviyorum. Konuşmadan sıkılmadan saatlerce durabilirim burada. Gözyaşlarım buharlaşmadan açmam gözlerimi. Bugün bunu beklememe gerek yok, yağmurda kimse kimseye göz ucuyla bile bakmaz. Herkes kendi işine bakar. Çevrede de zaten az insan vardır. Sanki ıslanmaktan korkuyorlarmış gibi. 

Dalgalar zihnimde yankılanan ve bu dünyayla ortak tek şey gibi şu an. Bir ara sisli boğazı düşünüyorum eskimiş tozlu ama çok güzel bir tablo gibi. İstanbulu düşünüyorum ne kadar uzak ve ne kadar yakın. İnsanları düşünüyorum çok ama çok uzak. Tanıdık tanımadık kim varsa hepsi uzak. Aklımda sadece benim bildiğim şeyler. Sanki ağlatan bunlar gibi. Gerçekten bunlar mı? Hayır değil asıl neden benim. 

Benim ben olmam.
Ben, sıradan bir ben.