25 Mar 2015

Odaksız Saçmalamalar 1



Toplum tarafından onaylanmış aşkımla beraber deniz manzaralı bir ev düşlemiyorum. Böyle bir düşü olan da geri zekalıdır. Bana göre. Hatta -de, -da'yı yanlış yazan da geri zekalıdır bana göre. Osmanlıcadan AA alan da geri zekalıdır. Ama gerçekte öyle olmadığını ben bile biliyorum. Yanıldığımı ben bile biliyorum. Yani demek istediğim ben, kendi düşüncelerimin saçmalığının  bile farkına varabiliyorsam neden diğerlerinin düşüncelerini önemsiyim? BU YÜZDEN HERHANGİ BİR ŞEY İÇİN ONAY BEKLEYEN HERKES GERİ ZEKALIDIR. 

Neyse onaylı aşkınız var diyelim neden deniz manzarası? Açıkçası ben insan manzarası isterdim. Kalabalık bi cadde falan. Ama toplum tarafından onaylanmış aşkımla düşlediğimden  değil yani. Uzaktan bir kalabalığı izlemek çok daha nebileyim işte güzel gibi. Deniz bana intiharı çağrıştırıyor. Yapacağımdan değil ama sanki yağmurlu havada -deniz lacivert olduğunda- boğulmak mükemmel ölüm gibi. Aşırı sanatsal. Bu yüzden her gün yüz değiştiren denizden çok zaten bir yüzü olmayan kalabalık bi cadde daha güzel geliyor. İnsan hiçbir zaman kendini yalnız hissetmez. Ama deniz bunu yüzünüze vurur. Deniz manzaralı bir ev  tevfik gibi insanı depresyona sokabilir. Kalabalık cadde bunu yapmaz. Burdan denizi sevmediğim de anlaşılmasın seviyorum, huzur veriyor ne zaman çevresinde olsam ama farklı bi huzur. Evet çelişki. That's me.

Kedilerin tercümeye ihtiyaç duyulmayan seslerine de büyük anlamlar yüklemem. Kedileri sevmiyorum. Ya da nötrüm diyelim. Dog personım. Basın bülteni yeap.

Çayın altını tartışmaya açık da bırakmam. Tartışmaları sevmiyorum. Ciddi olmamız gereken bi konu varsa dalga geçeriz ya da konuşmayız. Ama konuşmak daha sağlıklı dalga geçerek cidddiyeti minimuma indirip tartışabiliriz. Ne demek istediğimi ben hariç anlayan varsa el kaldırsın.

Denize kıyısı olmayan insan derken iç, güney ve doğu anadoluları ötekileştiriyosan duyarcılık yaparım sorry. Ama deniz sevmeyen diyorsan -ki ben cümlenin gerçek değil, bu mecaz anlamının kast edildiğini düşünüyorum- o zaman yarı yarıya katılabilirim söylediğine ama yine de kim ne seviyor, ne sevmiyor bana ne sonuçta.

İklim değişimine inanmayan kuşlar göç etmeden buluşalım. Seriously, buluşalım mı? Bıçak falan saplarsam rahatlarım gibi geliyor. Ama zaten istediğim de buydu. Üzülmek ya da birine kızgın olmak tamamen duygusuz olmaktan çok daha iyi bi şey.


Konuşucak hiçbir şey bulamazsak ben iğrenç bi espri yaparım. Birinin çekik gözlerinden konuşmamız çok saçma. Evrim falan konuşuruz. Siyaset bile olur ama romantikly saçmalıklar olmaz.

Dediğim gibi tartışma ve çay yok.

Bence son vapur kaçmadı.

Teknolojiyi de seviyorum.